Antalya’da Gezilecek Yerler
Antalya’da gezilecek yerler yazısı, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Antalya ve çevresinde gezilecek yerler için hazırlandı. Yazıda, bu güzel Akdeniz şehrinde görülmesi gereken en özel noktaları yazdım. Eğer Antalya’ya bir seyahat planlıyorsanız, bu rehbere mutlaka göz atın.
Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz’in masmavi kıyılarında uzanan Antalya; sadece bir tatil şehri değil, adeta bir açık hava müzesi, bir doğa harikası ve dört mevsim yaşayan bir bölge. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin akınına uğrayan bu büyüleyici şehir, zengin tarihi mirası, etkileyici doğası, pırıl pırıl denizi ve eşsiz lezzetleriyle herkesi kendine hayran bırakıyor desem abartmış olmam.
Antik Likya yolundan Roma kalıntılarına, masalsı şelalelerden yamaç paraşütü yapılabilecek zirvelere kadar her zevke hitap eden bir aktivite bulmak mümkün Antalya’da. Üstelik bu güzellikler sadece yaz aylarına da özgü değil; bahar aylarında doğayla baş başa yürüyüşler yapabilir, kışın ise karla kaplı dağlarda bambaşka bir Antalya’yla tanışabilirsiniz.
Bu yazıda Antalya’da gezilecek yerler listesini detaylı bir şekilde sunarak size sadece bir gezi rehberi değil, aynı zamanda ilham verici bir rota sunmak istedim.
İçerik:
- Kaleiçi
- Düden Şelalesi
- Likya Yolu
- Kurşunlu Şelalesi
- Alanya Kalesi
- Olympos Antik Kenti ve Plajı
- Aspendos Antik Tiyatrosu
- Termessos Antik Kenti
- Antalya Müzesi
- Konyaaltı ve Lara Plajları
- Tahtalı Dağı ve Olympos Teleferik
- Phaselis Antik Kenti ve Koyları
Kaleiçi: Antalya’nın Tarihle Harmanlanan Kalbi

Antalya denince akla ilk gelen yerlerden biri hiç şüphesiz Kaleiçi. Şehir merkezinde yer alan bu tarihi bölge, binlerce yıllık geçmişi ve büyüleyici atmosferiyle Antalya’da gezilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan Kaleiçi; taş döşeli sokakları, cumbalı evleri, antik yapıları ve bohem havasıyla adeta zamanın içinde yolculuk yapıyormuş hissi uyandırıyor.
Hadrian Kapısı, Kaleiçi’nin en dikkat çeken yapılarından biri. Roma İmparatoru Hadrianus’un MS 130 yılında Antalya’yı ziyareti şerefine inşa edilen bu anıtsal kapının en önemli özelliği üç kemerli yapısı. Kapının hemen ardından ise sizi tarihi sokaklar karşılıyor. Yürürken karşınıza çıkacak olan Yivli Minare, 13. yüzyılda Selçuklular tarafından yaptırılmış ve günümüzde Antalya’nın simgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tarihi zenginliklerinin yanı sıra Kaleiçi, günümüzde sosyal hayatın da merkezlerinden biri. Sanat galerileri, butik oteller, antikacılar, kafeler ve restoranlar bölgeye canlılık katıyor. Özellikle akşam saatlerinde Kaleiçi sokakları müzik sesleriyle canlanıyor. Canlı müzik dinleyebileceğiniz mekanlar ve otantik atmosferiyle Kaleiçi, hem romantik yürüyüşler hem de arkadaşlarla keyifli zaman geçirmek isteyenler için ideal.
Kaleiçi Limanı da görülmeye değer bir nokta. Antik çağlardan günümüze ulaşan bu küçük limandan tekne turlarına katılabilir, falezler boyunca yapılan gezintilerle Antalya’nın doğal güzelliklerini denizden keşfedebilirsiniz.
Antalya’nın ruhunu tam anlamıyla hissetmek ve geçmişle bugünü bir arada yaşamak isteyen herkesin Kaleiçi’ni görmesi gerekir.
Düden Şelalesi: Antalya’nın Doğayla Buluştuğu Nokta

Antalya’nın doğal güzellikleri denince akla gelen ilk yerlerden biri olan Düden Şelalesi, hem şehir merkezine yakınlığı hem de sunduğu huzurlu atmosferle öne çıkıyor. Antalya’da gezilecek yerler arasında doğa ile iç içe bir mola vermek isteyen herkesin mutlaka rotasına eklemesi gereken Düden Şelalesi, aslında iki bölümden oluşuyor: Yukarı Düden ve Aşağı Düden.
Yukarı Düden Şelalesi, Kepez ilçesinde yer alıyor ve gürültülü akan suyu, gölgeli ağaçları ve yürüyüş parkurlarıyla şehirden uzaklaşmadan doğanın tam ortasında vakit geçirme imkanı sunuyor. Burada küçük mağaraların içine girerek şelalenin arkasından geçen gizli yollarda yürüyebilir, suyun serinliğini hissedebilirsiniz. Burası piknik alanları ve dinlenme noktaları sayesinde özellikle yaz aylarında yerli halkın da en çok tercih ettiği yerlerden biri.
Aşağı Düden Şelalesi ise Lara bölgesinde yer alıyor ve Antalya’nın ünlü falezlerinden Akdeniz’e dökülen muazzam manzarasıyla biliniyor. Şelalenin 40 metre yükseklikten denize dökülüşü, özellikle gün batımında izleyenlere görsel bir şölen sunuyor. Şelalenin denizle buluştuğu nokta aynı zamanda Antalya’nın en çok fotoğraflanan doğal güzelliklerinden biri. Aşağı Düden, tekne turlarının da uğrak noktası.
Düden Şelalesi’ne giriş ücretli. Yaz aylarında sabah saatlerinde gidilmesi tavsiye olunur. Çünkü Antalya’nın sıcağı, malum. Buraya şehir merkezinden toplu taşıma ile kolayca ulaşabilirsiniz.
Likya Yolu: Antik Çağların İzinde Efsanevi Bir Yürüyüş

Türkiye’nin en uzun ve en ünlü yürüyüş rotalarından biri olan Likya Yolu, Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan yaklaşık 540 kilometrelik tarihi bir parkur. Adını, antik dönemde bölgede hüküm süren Likya Uygarlığı’ndan alan bu rota, hem doğa yürüyüşü hem de kültürel keşif yapmak isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Likya Yolu boyunca yürürken antik kent kalıntılarına, deniz manzaralı patikalara, çam ormanlarına ve el değmemiş koylara rastlamanız işten bile değil. Çünkü rota, Olympos, Phaselis, Myra, Patara gibi birçok tarihi alanı kapsıyor.
Likya Yolu, her etabında farklı zorluk derecelerine sahip olduğu için hem amatör doğaseverlere hem de profesyonel trekking tutkunlarına hitap ediyor. Yol boyunca kamp kurmak mümkün; aynı zamanda köylerde konaklama ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayabileceğiniz pansiyonlar da bulunuyor.
Antalya tarafındaki etaplar genellikle Kemer’den başlayarak Tahtalı Dağı, Göynük Kanyonu ve Phaselis gibi güzergahlardan geçiyor. Özellikle bahar aylarında bu rotada yürümek, doğanın uyanışıyla birlikte oldukça keyifli bir aktivite.
Kısacası Likya Yolu, sadece bir yürüyüş rotası değil; aynı zamanda tarih, doğa ve meditasyon dolu bir yolculuk. Eğer Antalya’da alternatif aktiviteler arıyorsanız, bu yol üzerinde en az bir etap yürümek bile size eşsiz bir keşif sunacak.
Kurşunlu Şelalesi: Doğanın Kucağında Sessiz Bir Cennet

Antalya şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafede yer alan Kurşunlu Şelalesi, zengin bitki örtüsü ve huzur veren atmosferiyle doğa severlerin favori kaçış noktalarından biri. Antalya’nın Aksu ilçesi sınırları içerisinde bulunan bu doğa harikası, 1986 yılında tabiat parkı ilan edilmiş ve koruma altına alınmış. Antalya’da gezilecek doğal yerler listesinde başı çeken bu şelale, gürültüden uzak, sakin bir ortam arayanlar için ideal bir durak.
Kurşunlu Şelalesi, 18 metre yükseklikten dökülen ana şelale ile birlikte yedi küçük göletin birbirine küçük şelalelerle bağlandığı etkileyici bir yapıya sahip. Ziyaretçiler şelalenin çevresindeki yürüyüş yollarında dolaşabilir, seyir teraslarından fotoğraf çekebilir ve doğayla baş başa kalabilir.
Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı özellikle yaz aylarında serin havası ile sıcak Antalya günlerinde ferahlatıcı bir mola sunuyor. Parkın içerisinde piknik alanları, dinlenme bankları ve çocuk oyun alanları da mevcut. Ailece vakit geçirmek isteyenler için oldukça uygun bir yer.
Şelaleye ulaşım özel araçla ya da Antalya şehir merkezinden kalkan otobüslerle sağlayabilirsiniz. Giriş ücretli.
Alanya Kalesi: Akdeniz’in Üzerinde Yükselen Tarihi Simgesi

Antalya’nın doğusunda yer alan Alanya Kalesi, şehrin simge yapılarından biri. Kale, hem tarihi hem de görsel açıdan ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Denize doğru uzanan yarımada üzerinde, yaklaşık 250 metre yükseklikte konumlanan yapı, Selçuklu döneminde inşa edilmiş ve günümüze kadar büyük ölçüde korunarak ulaşmış.
Kale, surlarla çevrili bir kompleks yapı. İçinde Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait camiler, kiliseler, sarnıçlar, hamamlar ve konut kalıntıları yer alıyor. Kale duvarları boyunca yürüdüğünüzde bir yanda tarihin izlerini sürerken diğer yanda uçsuz bucaksız Akdeniz manzarasını izleyebilirsiniz.
Alanya Kalesi’nin en çok ilgi gören bölümlerinden biri Kızıl Kule. Sekizgen yapısıyla dikkat çeken bu kule, Selçuklu döneminde denizden gelen saldırılara karşı savunma amacıyla yapılmış. Günümüzde etnografya müzesi olarak kullanılan kule, kaleyi keşfetmeden önce mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri.
Kale’ye ulaşım yürüyerek yapılabileceği gibi, teleferik hattı veya araçla da sağlanabilir. Teleferik özellikle yaz aylarında manzaralı bir yolculuk için tercih ediliyor. Giriş ücretli ve Müzekart geçerli.
Olympos Antik Kenti ve Plajı: Tarih ile Doğanın Kusursuz Uyumu

Antalya’nın Kumluca ilçesinde yer alan Olympos Antik Kenti, hem tarihi kalıntıları hem de doğal güzellikleri ile Türkiye’nin en özel destinasyonlarından biri. Doğa ile tarihin iç içe geçtiği bu alan, Antalya’da gezilecek yerler arasında farklı bir deneyim arayanların vazgeçilmez duraklarından biri. Antik kalıntıların arasında yürüyüp, hemen sonrasında Akdeniz’in serin sularında yüzme şansı sunan Olympos, alternatif tatil severlerin de gözdesi.
Olympos, Likya Birliği’ne bağlı önemli liman kentlerinden biri olarak biliniyor. Kentte Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar bulunuyor. Özellikle antik tiyatro, tapınaklar, hamam kalıntıları, mezar odaları ve liman yapıları hâlâ görülebilecek durumda.
Antik kentten sahile doğru yürüdüğünüzde sizi Olympos Plajı karşılıyor. Bu sahil çakıl taşlarıyla kaplı ve denizi oldukça berrak. Özellikle sabah saatlerinde deniz cam gibi durgun. Şnorkelle yüzme ve su altını keşfetmek isteyenler için son derece uygun.
Olympos bölgesi aynı zamanda konaklama açısından da oldukça değişik bir deneyim sağlıyor. Burada zincir oteller yerine doğayla iç içe bungalovlar, ağaç evler ve pansiyonlar var. Özellikle genç gezginler ve sırt çantalı turistler tarafından tercih edilen bu ortam, doğallığı ve sadeliği ile öne çıkıyor.
Olympos Antik Kenti’ne giriş ücretli ve Müzekart geçerli. Plaja giriş de antik kent içinden sağlandığı için ayrı bir ücret alınmıyor. Buraya Antalya şehir merkezinden araçla yaklaşık 1,5 saatte ulaşılabiliyor.
Aspendos Antik Tiyatrosu: Roma Mimarisiyle Zamana Yolculuk

Antalya’nın Serik ilçesinde yer alan Aspendos Antik Tiyatrosu, yalnızca Antalya’da gezilecek yerler arasında değil, aynı zamanda tüm dünyada en iyi korunmuş Roma tiyatrolarından biri olarak kabul ediliyor. M.S. 2. yüzyılda inşa edilen bu etkileyici yapı, mimari zarafeti, akustik mühendisliği ve tarihi atmosferiyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor.
Tiyatro, Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde mimar Zenon tarafından inşa edilmiş. 15.000 kişilik kapasitesiyle dönemin büyük gösterilerine ev sahipliği yapan Aspendos, bugün hâlâ uluslararası konserlere, opera ve bale festivallerine ev sahipliği yapıyor.
Antik tiyatronun bulunduğu alanda yalnızca tiyatro değil, aynı zamanda su kemerleri, agora, bazilika ve stadyum gibi diğer antik yapıların kalıntıları da yer alıyor. Bu alanlar arasında yapacağınız bir yürüyüş, Roma döneminin günlük yaşamına dair size birçok ipucu sunuyor. Özellikle su kemerleri, Aspendos’un mühendislik harikası yönünü gözler önüne seriyor.
Aspendos’a Antalya şehir merkezinden özel araçla yaklaşık 45 dakikada ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma ile gitmek isteyenler için ise Antalya Otogar’dan Serik minibüsleri tercih edebilir. Aspendos’a giriş ücretli ve Müzekart geçerli.
Termessos Antik Kenti: Torosların Zirvesinde Bir Efsane

Antalya’nın kuzeybatısında, Güllük Dağı’nın zirvesinde yer alan Termessos Antik Kenti, hem eşsiz doğal manzarası hem de etkileyici tarihi dokusuyla Antalya’da gezilecek yerler arasında benzersiz bir konuma sahip. Deniz seviyesinden yaklaşık 1050 metre yükseklikte konumlanan bu antik kent, şehre yaklaşık 30 kilometre mesafede ve Güllük Dağı Termessos Milli Parkı sınırları içerisinde yer alıyor.
Termessos, diğer antik kentlerden farklı olarak doğal savunma avantajı sayesinde tarihte birçok istilaya karşı koymuş bir yerleşim yeriymiş. Hatta Büyük İskender bile bu kenti kuşatmak istemiş ancak sarp kayalıklar nedeniyle vazgeçmiş.
Antik kentte görülmesi gereken en dikkat çekici yapılar arasında dağın eteğine kurulmuş antik tiyatro yer alıyor. Tiyatro, yaklaşık 4000 kişilik kapasitesi ve nefes kesen manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Ayrıca agora, tapınak kalıntıları, mezar odaları ve su sarnıçları da Termessos’ta keşfedilecek önemli yapılardan.
Termessos Antik Kenti’ne ulaşım özel araçlarla sağlanıyor. Antalya-Korkuteli karayolunu takip ederek yönlendirme tabelalarıyla kolayca ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma seçeneği maalesef yok. Milli park girişinde araç başına ücret alınıyor.
Antalya Müzesi: Binlerce Yıllık Geçmişe Açılan Kapı

Antalya’nın tarihi derinliğini yalnızca antik kentlerde değil, modern bir çatı altında da keşfetmek istiyorsanız, Antalya Müzesi mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı arkeoloji müzelerinden biri olan bu müze, Akdeniz bölgesinin binlerce yıllık geçmişine ışık tutuyor.
Antalya Müzesi, 1922 yılında kurulduktan sonra birkaç kez yer değiştirerek bugünkü Konyaaltı Caddesi üzerindeki modern binasına taşınmış. Toplam 13 sergi salonu ve geniş bir açık hava galerisi bulunan müzede, Paleolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar uzanan çok geniş bir koleksiyon sergileniyor. Likya, Pamfilya ve Pisidya uygarlıklarına ait heykeller, lahitler, yazıtlar, mozaikler, bronz ve cam objeler ile altın takılar müzenin en çok ilgi gören eserleri arasında.
Özellikle Tanrılar Salonu ve İmparatorlar Salonu, Roma dönemine ait mermer heykellerin en etkileyici örneklerini barındırıyor. Bu eserler arasında Roma İmparatorları, mitolojik karakterler ve tanrı heykelleri öne çıkıyor. Ayrıca, Perge Antik Kenti’nden çıkarılan eserlerin sergilendiği özel bir bölüm de bullunuyor.
Müzenin bir diğer önemli özelliği ise çocuk müzesi bölümünün bulunması. Bu alanda çocuklar, eğitici oyunlar ve interaktif panolar aracılığıyla arkeolojiyle tanışıp tarihle bağ kurabiliyor.
Antalya Müzesi’ne giriş ücretli ve Müzekart geçerli. Yaz ve kış aylarında farklı açılış-kapanış saatleri uygulanıyor; bu nedenle ziyaret öncesi saatleri kontrol etmek faydalı olacaktır. Müzeye şehir merkezinden tramvay ve otobüsle kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
Konyaaltı ve Lara Plajları: Antalya’nın İki Mavi İncisi

Antalya’nın masmavi sularında serinlemek ve Akdeniz güneşinin tadını çıkarmak isteyenler için şehir merkezine en yakın ve en popüler iki plaj: Konyaaltı Plajı ve Lara Plajı. Her ikisi de mavi bayraklı olup, temizliği, olanakları ve ulaşım kolaylığı ile Antalya’da gezilecek yerler listesinde yerlerini daima koruyor.
Konyaaltı Plajı
Antalya şehir merkezinin batısında, Beydağları’nın eteklerine kadar uzanan Konyaaltı Plajı, 7 kilometrelik uzun sahil şeridiyle yerli ve yabancı turistlerin gözdesi. Plajın çakıllı yapısı denizi son derece berrak yapıyor. Suya girerken taşlık alanlara dikkat edilmesi gerekiyor, ancak denizin temizliği ve manzarası her şeye değiyor açıkçası.
Konyaaltı sahil bandı boyunca yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, çocuk parkları, kafe ve restoranlar gibi birçok sosyal olanak var. Aynı zamanda plajın büyük bölümü halk plajı olduğu için ücretsiz. Dileyenler ücretini verip şezlong ve şemsiye de kiralayabiliyor.
Lara Plajı
Antalya’nın doğusunda, Lara semtinde yer alan Lara Plajı, ince kumları ve sığ denizi ile özellikle çocuklu ailelerin tercih ettiği bir bölge. Konyaaltı’na göre daha yumuşak zeminli olan bu plaj, güneşlenmek ve uzun süre denizde kalmak isteyenler için oldukça uygun.
Lara, aynı zamanda birçok lüks otel ve beach club’a ev sahipliği yapıyor. Özel işletmelerin olduğu bölgelerde çeşitli su sporları yapılabiliyor. Ayrıca Lara’da yaz aylarında düzenlenen kumdan heykel festivali de oldukça ilgi çekiyor.
Ulaşım ve Olanaklar
Her iki plaja da şehir merkezinden otobüs ve tramvay hatları ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Konyaaltı’na ulaşmak için T1A tramvay hattı kullanılabilir. Lara Plajı’na ise KL08, LC07 gibi otobüs hatları düzenli sefer yapıyor.
Tahtalı Dağı ve Olympos Teleferik: Antalya’da Zirveye Yolculuk

Antalya’da doğa ile iç içe, macera dolu ve görsel olarak etkileyici bir deneyim yaşamak isteyenler için Tahtalı Dağı ve Olympos Teleferik rotası eşsiz bir seçenek. Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Tekirova beldesi yakınlarında yer alan bu dağ, deniz seviyesinden 2.365 metre yükseklikte, “denize en yakın dağ zirvesi” unvanına sahip. Zirveden Akdeniz manzarasını izlemek, gerçekten unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Tahtalı Dağı’na ulaşmanın en etkileyici yolu ise elbette Olympos Teleferik hattını kullanmak. Avrupa’nın en uzun ikinci teleferik hattı olan bu sistem, Beydağları Sahil Milli Parkı içinde yer alıyor ve yaklaşık 10 dakikalık bir yolculukla ziyaretçilerini deniz seviyesinden zirveye taşıyor. Teleferik yolculuğu sırasında ormanlar, vadiler ve Akdeniz’in turkuaz sularını aynı anda izleme fırsatı yakalıyorsunuz.
Zirveye vardığınızda sizi panoramik bir seyir terası karşılıyor. Burada fotoğraf çekebilir, teleskopla manzarayı izleyebilir ya da dağ havasında bir şeyler yiyip içebileceğiniz tesislerde mola verebilirsiniz. Ayrıca doğa yürüyüşü, dağ bisikleti ve yamaç paraşütü gibi ekstrem aktiviteler de burada yapılabiliyor. Özellikle yamaç paraşütü ile deniz seviyesine inmek, adrenalin tutkunları için Antalya’da yapılacak en heyecan verici şeylerden biri.
Zirvede kış aylarında kar görmek mümkün. Bu da Tahtalı Dağı’nı sadece yazın değil, dört mevsim cazip kılıyor. Yaz aylarında serin bir kaçış noktası olan zirve, kış aylarında ise kartpostallık görüntüler sunuyor.
Ulaşım ve Bilet Bilgisi: Olympos Teleferik’e ulaşmak için Kemer veya Tekirova üzerinden araçla yaklaşık 20-25 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Ayrıca bazı tur firmaları şehir merkezinden transfer hizmeti sunuyor. Teleferik ücretli ve bileti online satın alabiliyorsunuz. Özellikle yoğun sezonda önceden rezervasyon yaptırmak tavsiye olunur.
Phaselis Antik Kenti ve Koyları: Tarih ve Doğanın Sessiz Uyumu

Antalya’nın Kemer ilçesi yakınlarında, çam ormanlarıyla çevrili sakin bir kıyı şeridinde yer alan Phaselis Antik Kenti, hem tarihi dokusuyla hem de eşsiz doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Bu bölge, Antalya’da gezilecek yerler arasında hem kültürel bir gezi hem de huzurlu bir deniz molası sunan ender yerlerden biri.
Phaselis, M.Ö. 7. yüzyılda Rodoslu kolonistler tarafından kurulmuş bir antik Likya kenti. Tarih boyunca Persler, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiş. Şehir, üç farklı limana sahip olması sayesinde antik dönemde önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. Bugün bu limanların izlerini hâlâ görmek mümkün.
Antik kentte gezerken Roma Hamamı, Agora, Antik Tiyatro, Su Kemerleri ve liman kalıntıları gibi yapılar ziyaretçilerin karşısına çıkıyor. Özellikle antik tiyatronun üst sıralarından görülen koy manzarası, büyüleyici.
Phaselis’in en büyük ayrıcalığı ise, antik kalıntıların hemen yanında yer alan üç koydan birinde yüzme imkanı sunması. Temiz ve sakin denizi, çocuklu aileler ve kalabalıktan uzaklaşmak isteyenler için oldukça ideal. Denizin içinde antik sütun parçalarına rastlamak ise bu deneyimi daha da özel kılıyor.
Phaselis’e Antalya şehir merkezinden yaklaşık 1 saatlik bir yolculukla ulaşılabiliyor. Toplu taşıma için Kemer yönüne giden otobüsleri tercih edebilirsiniz. Giriş ücretli ve Müzekart geçerlidir.
Yukarıda Antalya’da Gezilecek Yerler hakkında bilgileri mümkün olduğunca detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştım. Yazımı beğendiyseniz, aklınıza herhangi bir şey takıldıysa veya geri bildirim yapmak istiyorsanız lütfen aşağıdaki yorum kutusuna yazın ve bana gönderin.
*Bu yazıda verilen önerilerin hiçbiri reklam değildir.