Cunda Adası Gezilecek Yerler


Yazımda Ayvalık‘a gelen gezginlerin mutlaka uğradıkları destinasyonlardan biri olan Cunda Adası gezilecek yerleri yazdım.


Cunda Adası, ülkemizin en gözde tatil destinasyonlarından biri olan Ayvalık’a bağlı 22 adadan biri. Fakat herhangi biri değil. Cunda Adası, Ayvalık’ın göz bebeği desem fazla abartmış olmam. Çünkü bu adalar arasında içinde hayat olan tek yer burası. Hem maddi, hem de manevi.

Bu özelliği ile birlikte Gökçeada, Bozcaada ve Uzunada’dan sonra Ege Denizi’nin de en büyük 4. Adası burası. Ayrıca Cunda Adası gezilecek yerler ve doğal güzellikler bakımından da tam bir gezgin dostu.

Gündüzleri adanın geçmişini yansıtan tarihi eserleri, kendine hayran bırakan doğası ve denize girebileceğiniz plajları meşhur Cunda’nın. Akşamları ise sokaklara kurulmuş masaları, denize yansıyan ışıl ışıl yakamozları, taş kahvesi, dondurmacıları ve tüm bunların ortaya çıkardığı cıvıl cıvıl ortamı.





Kısacası, tatil havasını sonuna kadar hissediyorsunuz Cunda’da. Üstelik burada gümbür gümbür kafa patlatan müzikler de yok. En fazla naif melodilerin getirdiği huzurla dolaşıyorsunuz sokaklarda.

Cunda’yı öve öve bitiremedim. Bıraksınız bir bu kadar daha yazarım aslında. Fakat yavaş yavaş sadede gelip, yazının esas konusuna giriş yapmak lazım. Bu içeriğimde Cunda’da gezilecek yerleri yazdım.

Cunda Adası’nda gezilecek yerler hepsi birbirine yakın. Yani burası, tarihi sokaklarında adım adım yürüyerek keşfedebileceğiniz harika bir destinasyon. Aşağıda sıralıyorum listeyi. Yarım günde hepsini bitirirsiniz muhtemelen. Şimdiden keyifli bir gezi dilerim.

İçerik:

Cunda Adası Gezilecek Yerler Haritası

Cunda Adası gezilecek yerler listesine başlamadan önce burayı gezerken kullandığım haritayı sizlerle de paylaşmak isterim. Cunda gezilecek yerlerin hemen hepsini haritada pinlenmiş olarak bulabilirsiniz.

Ayrıca çevrimdışı haritaya ulaşabilmek için Google Maps uygulamanıza indirmenizi de tavsiye ederim. Eğer Cunda Adası gezilecek yerler haritisana siz de bir şeyler eklemek isterseniz hiç çekinmeyin.

Cunda Adası Gezilecek Yerler Haritası
Google Haritalar’da Açmak İçin Tıklayın!

Cunda’da Gezilecek Yerler Listesi

Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi M. Koç Müzesi)

Çoooook uzun yıllar öncesinden, taaa 1870’li senelerden kalma bir eser olan Taksiyarhis Kilisesi, Cunda Adası’nda mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri. Adanın sembolü haline gelen kilise, Bizans mimarisinde mahkeme ve toplantı salonlarında sıklıkla kullanılan Kubbeli Bazilika Plan tipinde bir mimariye sahip.

Kilisenin dışı kadar içi de son derece dikkat çekici ve güzel. 2003 yılında yaşanan fırtınanın ardından tahribata uğrayarak ziyarete kapatılan Taksiyarhis Kilisesi, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 2011 yılında restore edilmeye başlanmış. 2014 tarihinde ise restorasyonu tamamlanarak yeniden ziyarete açılmış.

Cunda’ya kadar gelmişken Taksiyarhis Kilisesi’ne mutlaka gidin. Bu arada Ayvalık’ta da bir Taksiyarhis müzesi var. İkisi farklı yerler. Karıştırmayın.

Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi M. Koç Müzesi) Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

  • Pazartesi hariç haftanın her günü 09:00-19:00 saatleri arasında ziyarete açık. 
  • Giriş ücreti 6 TL, müzekart geçerli.

Aşıklar Tepesi ve Sevim & Necdet Kent Kitaplığı

Cunda Aşıklar Tepesi

Cunda’da gezilecek yerler listesinde konumu en güzel olan yer hiç şüphesiz Aşıklar Tepesi ve burada bulunan Sevim & Necdet Kent Kitaplığı. Cunda’yı kuşbakışı görebildiğiniz yüksek bir tepe burası. Ayrıca Ayvalık da size karşıdan göz kırpıyor Aşıklar Tepesi’nde.

Aşıklar Tepesi’ne araba çıkabiliyorsunuz. Ancak park yeri bulmak biraz sıkıntılı. O yüzden, her ne kadar yokuş biraz dik olsa da aracı aşağıda bırakıp yürüyerek çıkmak daha mantıklı bir seçenek.

Hem üşenmeyip yürüyerek çıkarsanız buranın kendine has dar sokaklarını ve taş evlerini de göreceksiniz. Yolun sonunda ise Aşıklar Tepesi’ne ulaşacaksınız. Burada tuğladan ve kesme taştan yapılmış Agios Yannis Kilisesi’ni de görme şansınız olacak. 

Agios Yannis Kilisesi, 1997 yılında Koç Ailesi tarafından restore ettirilmiş ve Sevim & Necdet Kent Kitaplığı adıyla kullanılmaya başlanmış. Geziye açık olan küçük bir bölüm var ve giriş ücretsiz.

Bahçesi de cafe olarak kullanılan bu güzel kilisede ev yapımı bir limonata içerek Cunda manzarasıyla soluklanmak buranın en ferahlatıcı aktivitelerinden.

Yel Değirmeni ve Agios Yannis Kilisesi

Cunda Yel Değirmeni

Yukarıda bahsettiğimiz gibi şimdilerde Sevim & Necdet Kent Kitaplığı olarak kullanılan Agios Yannis Kilisesi’nin geçmişini de anlatmak istiyorum biraz. Çünkü burası yüzyılları aşarak günümüze kalmayı başarmış tarihi açıdan oldukça değerli bir kilise.

Aşıklar Tepesi’nde bulunan Agios Yannis Kilisesi, Edremitli iki keşiş tarafından Aziz Yahya’ya (St. John) ithafen yapılmış. Yapımında kesme taş ve tuğla kullanılan kilise, mübadele ile birlikte terkedilmiş ne yazık ki.

1944 yılında meydana gelen bir depremle de oldukça büyük bir hasar görmüş ve çatısı çökmüş. Uzun süre el değmeden öylece kalan kilise tam bir harabeye dönüşmeye başlayacakmış ki Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından koruma altına alınarak restore edilmiş.

Bu arada, hemen yakınında bulunan tarihi Yel Değirmeni de ziyarete açık. Günün her saati görülebilir durumda.

Cunda Sahili

Cunda Sahili

Yaz gezilerinde akşamları bir başka özel olur. Özellikle bu tarz destinasyonlarda, gündüz gezmenin ve denizin dibine vurursunuz ama akşam olduğunda içinizi ayrı bir mutluluk kaplar. 

Çünkü, giyinip kuşanıp kendinizi sokaklara atar, kalabalıkla buluşur, müziğe karışan kahkaha seslerini duyarsınız. Kısacası keyifli tatil akşamlarında içiniz neşe ile dolar. Nasıl bazı yerler, tenhayken daha güzelse bazı yerler de insansız çok anlamsız.

İşte Cunda sahili de tam olarak öyle noktalardan biri. Yukarıda bahsettiğim keyfi yaşamak için Ege’nin en uygun yerlerinden burası. Cunda gündüz sizi maviye ve huzura doyuruyor. Akşamları ise eğlenceye.

Cunda sahilinde yan yana sıralanmış restoranlar, denize vuran ışıl ışıl yakamozlar, kafeler, dondurmacılar, el arabalarında satış yapan buzlu bademciler, elele gezen çiftler… Bunlar Cunda gezisi sırasında mutlaka deneyimlenmesi gerekenler.

O yüzden Cunda sahili, gezilecek yerler listesinin olmazsa olmazlarından. En az bir akşamınızı ayırın.

Taş Kahve

Cunda Taş Adası

Cunda’yı duyup meşhur Taş Kahve’yi duymayan varsa el kaldırsın. Kalkan el göremediğime göre, Taş Kahve’nin Cunda Adası gezilecek yerler listesinde ilk sıralarda yer aldığından bahsetmeye gerek yok sanırım. Hatta Cunda’da kafa dinlenecek en güzel yer olduğunu anlatmaya hiç gerek yok.

Ben yine de bilmeyenler için biraz anlatayım. Taş Kahve, Cunda’nın en özel köşelerinden biri. Mübadeleden önce burada piyano çalınır, halk da dans edip, eğlenirmiş. Şimdilerde bunlar olmasa da hala daha cıvıl cıvıl. O yüzden, Cunda’nın tüm müzelerinden çok daha ünlü olmasına şaşırmamak gerek tarihi Taş Kahve’nin.

Tabi buranın sadece eski eğlenceli günleri ve tarihi binası meşhur değil. Yorgunluktan süzülmüş, harap olmuş bedenleri kendine getiren kahvesi ve taze limondan sıkılma limonatası da meşhur. 

Taş Kahve Cunda

İster benim o çok övdüğüm Cunda akşamlarında bir kahve, ister gezmekten bitap düşmüş bedenlere enerji verecek soğuk bir limonata… Denizin kenarında konumlanmış 150 yıllık bir binada hangisini içerseniz için güzel olmaz mı?

Bu arada Taş Kahve ile ilgili ilginç bir bilgi daha vermek istiyorum. Tarih kokan bu binada o meşhur kahveler geleneksel yöntemlerle, taş havanlarda dövülerek çekiliyor. Yani el emeği, göz nuru.

Kahvenizi yudumlarken bir yandan da kahvenin nasıl yapıldığına şahit olacaksınız muhtemelen. Çünkü özellikle yaz aylarında öyle kalabalık oluyor ki burası kahve yetiştirebilmek için birisi sürekli taş havanda kahve dövüyor.

Sonuç olarak: Cunda’ya geldiyseniz eğer Taş Kahve’ye mutlaka gidin ve kahvesini içmeden dönmeyin (sıra beklemeniz gerekse bile), pişman olmazsınız.

Tımarhane Adası

Cunda Tımarhane Adası

Tımarhane Adası’nda Agia Paraskevi adında bakımsız bir manastır bulunuyor. Yapıdan geriye fazla bir şey kalmamış, sadece kalıntılar var. O yüzden yanına kadar gitmeye gerek kalmadan, uzaktan izlemekle de yetinebilirsiniz. Zaten burayı asıl ilginç yapan şey manastır değil adanın hikayesi.

Anlatılanlara göre Osmanlı Dönemi’nde Cunda Adası çevresinde yaşayan Rumlar, içkiyi fazla kaçırıp taşkınlık yapanları akılları başlarına gelsin diye için bu adaya bırakırmış. Bunun nedeni de Tımarhane Adası’nda rüzgarın çok sert esmesiymiş. Rivayete göre buraya bırakılan alkolü fazla kaçıran insanlar, rüzgarın etkisiyle akıllanırmış.

Despot Evi

Cunda Despot Evi

Cunda’da gezilecek yerler arasında yer alan Despot Evi’ni anlatmaya adından başlamak istiyorum. Kelimeyi okuduğunuzda gözünüzde canlananları tahmin edebiliyorum aslında. Fakat despotun kelime anlamı Rumcada farklı. Despot, Rum Ortodoks din adamlarına verilen bir rütbe.

İşte hikayede burada başlıyor. Yunanistan bağımsız bir devlet olunca halk sevinçten bir çok yere bağış yapmaya başlamış. Bu paralarla doğum yeri olan Cunda’ya gelen Despot (yani Ortodoks din adamı) paraların bir kısmıyla 1862 yılında bu binayı inşa ettirmiş.

Despot, gelirken yanında getirdiği paralarla rahat bir yaşam sürerken kalan paralarını da yaptırdığı eve saklamış. Halk arasında despotun sakladığı hazinesi dilden dile yayılınca da hırsızlar despotu öldürmüş ve parasını alıp kaçmışlar. O günden beridir de burası Despot’un evi olarak anılmaya başlanmış.

Sarımsak taşından inşa edilen bu bina daha sonraları hükümet binası, öksüzler yurdu ve ilkokul olarak kullanılmış. Şimdilerde atıl olan yapının restore edilmesi ve turizme kazandırılması gündem konusu.

Sırf bir binayı görmek için Cunda’da gezilecek yerler listenize alır mısınız bilmiyorum ama ilginç hikayesi nedeniyle anlatmak istedim. Gitmek isterseniz bulunduğu yeri yukarıdaki haritada görebilirsiniz.

Ayışığı Manastırı

Ayışığı Manastırı

Ayışığı Manastırı, esas adıyla Ay Dimitri Ta Selina, Cunda Adası’nın kuzey kısmında bulunan Patriça Yarımadası’nın en uç noktasında, dik bir tepenin denizle buluştuğu harika bir yerde bulunuyor. Buranın ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmese de manastırda bulunan iki taşın üzerinde 1771 ve 1795 tarihleri yazılı.

Mübadele sonrasında atıl kalan Ayışığı Manastırı, 2009 yılında Suzan Sabancı Dinçer tarafından satın alınmış. Zorlu bir restorasyon süreci geçiren yapı 2012’de tekrar ziyarete açılmış.

Ada’nın uç noktasında kalan Ayışığı Manastırı’na ulaşım biraz sıkıntılı, gidebilmeniz için özel aracınızın olması gerekiyor. Sürekli açık olmayan bu manastıra gelmeye karar verirseniz eğer, mutlaka önceden arayıp açık olup olmadığını teyit edin.

Panaya Kilisesi

Panaya Kilisesi

Panaya Kilisesi olarak anılan bu yerde aslında görebileceğiniz pek bir şey yok çünkü yapının sadece üç duvarı ayakta kalmış. Ancak Aşıklar Tepesi’ne çıkarken muhtemelen karşınıza çıkacağı için, bu da ne şimdi, diye düşünüp durmayın diye kısaca buraya da yazmak istedim.

Aslında Agios Yannis Kilisesi, Panaya Kilisesi’nin bir uzantısı olarak inşa edildiğine dair söylentiler olsa da günümüzde ayakta kalabilen yapı Agios Yannis Kilisesi olmuş.

Biraz önce de belirttiğim gibi Panaya’dan geriye kalan sadece 3 adet duvar. Aşıklar Tepesi’ne gelmeyecekseniz burayı listenize eklemenize gerek yok fakat tepeye çıkmak Cunda’da yapılacak en güzel şeylerden biri olduğu için Panaya Kilisesi de Cunda Adası’nda gezilecek yerlerin arasına otomatikman girmiş oluyor.

Cunda Sokakları

Cunda Sokakları

Cunda’da gezilecek yerler yazısının kapanışını Cunda sokakları ile yapıyorum. Merak etmeyin size sokak ismi falan vermeyeceğim. Çünkü burada yapmanız gereken adres falan aramadan kendinizi adanın sokaklarına atmanız ve orada kaybolmanız. Tıpkı Ayvalık sokaklarında olduğu gibi burada da yapmanız gereken tek şey bu.

Biliyor muydunuz, o sokaklarda sağlı sollu dizilmiş tarihi evlerin çoğu sarımsak taşından inşa edilmiş ve hatta evler yapılırken yumurta akı içeren bir harç kullanılmış. Ben de Cunda Adası’nı sokak sokak gezerken öğrendim bu ilginç bilgiyi. Yani kaybettim kendimi, yürüdüm sokaklarda gidilecek yer kaygısı olmadan ve yürüdükçe de öğrendim.

Sonra da iyi ki atmışım kendimi sokaklara dedim. Hem ilginç bilgiler edindim hem yeni insanlar tanıdım. Ne gam kaldı ne keder. Yani sizin anlayacağınız Cunda’nın ruhunu en iyi kavrayacağınız yer kesinlikle sokakları.

Cunda Sokakları 2

O yüzden siz de gittiğinizde kendinizi bırakın… Zaman kaygısı olmadan, bir yerlere geç kalma telaşını içinizde taşımadan, yüzünüze bir tebessüm kondurarak gezin her noktayı. Birinden girin, öbüründen çıkın, resim çekin, anıların arasına yeni anılar eklerken kaybolun dar sokaklarda… 

Ne patronu düşünün, ne bitmek bilmeyen raporu ne de ödedikçe çoğalan borcu. Her tatilde kendinize böyle boş zamanlar verin. Çok iyi gelecek. 🙂


Bu yazımda Cunda’da gezilecek yerleri tüm detaylarıyla yazmaya çalıştım. Yazımı faydalı bulduysanız ve arkadaşlarınızla paylaşmak isterseniz, aşağıdaki paylaşım butonlarını kullanabilir, eksik gördüğünüz veya  sormak istediğiniz bir şey olursa da yorum olarak yazabilirsiniz.

Furkan Patan

Seyahat etmek, yeni yerler görmek, farklı kültürler ile etkileşimde bulunmak en büyük tutkum. Bu yüzden, havalimanlarını, otobüs terminallerini ve tren garlarını mesken edinmeyi seviyorum. Gördüğüm her yeni şehir ve kültür, benim için ufkumu açan yeni bir arkadaş demek.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu